Atatürk 1928 Ağustos’unda yaptığı harp devriminin hemen arkasından 14 Eylül 1928’de Sinop, Samsun, Amasya ve Kayseri’yi kapsayan bir yurt gezisine çıkar. Uğradığı yerlerde halkın ileri gelenlerini, eğitimcilerini yeni harfleri ne ölçüde kavrayıp anladığını kontrol eder ve konu üzerinde görüşleri olanların tavsiyelerini alır.
Tren ile Ankara’ya dönüşünde 20 Eylül 1928 günü Kırşehir yakınlarındaki Yerköy istasyonuna gece yarısı birkaç saatliğine uğrar. Bu ziyareti haber alan Kırşehir halkının ileri gelenleri başta Ortaokul (İdadi) müdürü Ömer Aydın ve aynı okulda Tarih, Coğrafya, Beden Eğitimi dersleri veren dedem C.H.Tarım (1893-1964), ve çevre illerden de kişilerin katılmasıyla bir otobüs dolusu insan Atatürk’ü Yerköy İstasyonu’nda karşılamaya giderler.
Atatürk Yerköy İstasyonuna indiğinde önce yöre halkını selamlar sonra kendisini karşılamaya gelenlere ‘nasıl yeni harfleri öğreniyormusunuz’ diye sorar. Halkın bir kısmı ‘yeni Harfleri öğrenmek bizim için milli haysiyet ve vicdan borcudur derler. Atatürk tren istasyonunun yolcu salonuna girince orada ilan tahtası olarak kullanılan tahtayı yazı tahtasını imtihan tahtası olarak kullanmak için bir tebeşir ister. Bu konuda hazırlıklı olduğu için C.H.Tarım yanında getirdiği tebeşiri Atatürk’e uzatır.
Atatürk önce kara tahtaya Ortaokul müdürü Ömer Aydın’ı davet ederek ondan yeni harflerle söylediği şeyleri yazmasını ister.[1] Ömer Aydın’ın bunları başarılı şekilde yazdığını görünce memnun olur. Yeni harfleri bir hafta önce öğrenmeye başlayan öğretmen Naciye Genç’in ve Nesibe Gönendik’in yeni harfleri hatasız okuyuşları Atatürk’ü memnun eder. İmtihan bittikten sonra Atatürk yeni harflerin uygulamasında okumayı ve yazmayı güçleştiren noktalar olup olmadığını sorması üzerine kara tahtanın yanında ayakta bekleyen Cevat Hakkı Tarım Türkçe Latin harflerle yazılan imla kurallarının bir kısmının anlaşılır kurallar içinde olması ihtiyacı olduğuna dikkat çeker ve şöyle der;
-Paşam bilhassa, bağlama, istifham( soruya ait, mi, mü, mı..vb) çizgilerinin(-) rabıt edatı olan(bitirici, bağlayıcı harfler, ekler, de, da..vb ) ve bunlara benzer edatların yazılışlarındaki farklılıkları Latin harflerini yeni öğrenmeye başlayanlar iyi ayırt edemediklerini anlatarak sorunu kara tahtada örnekleriyle izah eder.
Bu arada Yozgat mebusu Süleyman Sırrı İçöz Türk alfabesine Fransız’ca da olduğu gibi Q harfinin neden kabul edilmediğini sordular. Atatürk’ün biraz duraklamasından da cesaret alan Cevat Hakkı Tarım soruya şöyle cevap verir; ‘Kamil, katip, katil, gaip, gar, gardiyan … gibi yabancı kelimeleri Türkçeleştirmek için….Atatürk bunun üzerine gülerek; ‘evet doğru’ der.[2]
Bu beş saat süren imtihan ve mülakattan sonra Atatürk tam gitmek üzereyken başka sorusu olan var mı der. Cevat Hakkı Tarım ‘Paşam iki konuda daha ricam olacak’ der. Atatürk ‘söyle evlat’ der. ‘Paşam Hakimiyet-i Milliye gazetesi (dönemin bir nevi resmi gazetesi)[3] Arapça harflerle çıkıyor. Halk olayları yeni harflerle öğrenmek istiyor. Hakimiyet-i Milliye gazetesinin bir an önce Latin harflerle çıkartılmasını rica ediyorum.
İkinci ricam da şu; ‘Yeni Latin alfabede Ş sesini Fransızcadaki gibi CH yazarak veriyoruz. Bu karışıklığa sebep oluyor. S harfinin alt atarfına bir virgül koyarsak ve bunu Ş olarak okursak bu halk için çok daha kolay olacak’ der. Atatürk Yanınaki (dönemin CHP Genel Sekreteri) Saffet Arıkan’a dönerek bunları not al der. Bu olaydan sonra çıkan ilk Hakimiyet-i Milliye gazetesi Latin harflerle çıktığı gibi CH yerine altında virgül olan Ş harfi ilk defa Cevat Hakkı Tarım’ın önerisiyle kullanılmıştı.[4] Ayrıca Türk gramerinde bağlama işareti olan çizgi kalmış, (-) istifham, rabıt, zarf edatlarının yazılışı , Cevat Hakkı Tarım’ın önerileri doğrultusunda değiştirilmiştir. Cevat Hakkı Tarım’ın Atatürk ile 1928 yılında olan hatırasını 1956 ‘da yayınladığı Atatürk Kırşehir’de kitabında geçiyor. [5]
[1] Atatürk hem Ömer Aydın’ı hem Cevat Hakkı Tarımı Kırşehir’e Sivas Kongresi dönüşü Aralık 1919’da gelmesinde tanıyordu. Ömer Aydın öğrencilerle beraber Atatürk’ü karşılamış. Atatürk’e Kırşehir’in o dönemdeki durumu hakkında bilgi vermişti. O dönemde 26 yaşında olan C.H. Tarım’da 24 Aralık 1919’da Kırşehir Gençler Dermeği’nde Atatürk’e hitaben bir konuşma yapmıştı. Atatürk’de bunun üzerine ‘Eğer milletin her köşesi düşünen ve geliştiren bir tarzda yetiştirilebilinmiş olsaydı bu duruma düşmüş olmayacaktık…’ der.
(Bu Konuşmanın tamamı Cevat Hakkı Tarım tarafından Kırşehir Gazetesi´nin 30.08.1936 tarihli nüshasında yayınlanmıştır.)
[2] Q harfinin Türk alfabesine girmemesi konusunu Falih Rıfkı Atay Çankaya adlı kitabında şöyle anlatır;
Haziran 1928’de Ankara’da Latin harflerini Türkçeye uyarlamak için hazırlanan raporda Türk alfabesinde bugün olmayan Q harfi vardı. Atatürk bile o dönemde Latince harfler kullanarak Türkçeyi büyük harflerle yzmaya alışamamış(tam öğrenememiş) küçük harflerle yazabiliyordu. Kemdi ismi Kemal’i küçük q harfiyle yazmış beğenmemişti. Falih Rıfkı Atay’da Q harfinin yeni Türk alfabesine alınamaması konusunda fikir beyan eder. Atatürk bu fikri benimse Q harfi Türk alfabesine girmez.
[3] Kurtuluş Savaşı sırasında başkanlığını Mustafa Kemal Paşa’nın yaptığı Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Temsiliyesi’nin yayın organı olarak 10 Ocak 1920’de Ankara’da yayın hayatına başlayan gazete Kurtuluş Savaşı’nın galibiyetle sonuçlanması ve Cumhuriyetin ilanından sonra da Cumhuriyet Halk Fırkası‘nın yarı-resmi yayın organı olarak hayatını sürdüren gazete 1934 yılında adı Ulus adını aldı.
[4] Arif Gönendik, Tükenmiyen Büyük Adam, Yeni Kırşehir, 13.01.1965
[5] Cevat Hakkı Tarım, Atatürk Kırşehir’de (Ankara: Memleket Matbaası, 1956, s. 15-19) Fakat bu yazılı eserde Cevat Hakkı Tarım -Ş- konusundaki Atatürk’e yaptığı önerisine yer vermemiş. Bu olaya bizzat şahit olan Atatürk’ü karşılamak için Yerköy tren istasyonuna giden heyette bulunan ve o dönemde 25 yaşında olan ve Cevat Hakkı Tarım ile aynı okulda Türkçe öğretmenliği yapan Arif Gönendik’in tarafından Ankara Radyosu’nda yapılan bir programında daha detaylı bir şekilde olay anlatılır. Ailesi bunu dinleyip konuşmanın kasedini Ankara Radyosundan alır. Bu olayın tarihi belgesi, radyo sohbetinin teybi torunu İsmail Tokalak’tadır. Ayrıca Arif Gönendik, 13 Ocak 2965 tarihli Yeni Kışehir gazetesinde Cevat Hakkı Tarım konusunda yazdığı ‘Tükenmeyen Büyük Adam adlı makalesinde S harfine bir kuyruk koyarak Ş şeklinde okumasını C.H.Tarım’ın Atatürk’e önerdiğine yer verir.